Sevgili okurlarım, corona virüsünün tüm dünyayı etkisi altına almasının üzerinden bir yıl geçti. Yaşamın her anını olumsuz etkileyen bu illet virüs, günlük yaşamımızı da baştan aşağı değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. İlk olarak, tarihin yaşayan tanıkları, ulusal hafızamız 65 yaş üstünü ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi toplumsal dinamiklerden kopararak evlere kapattı.Corona,iki nesil arasında aşılması imkânsız bir mesafe koymayı başardı.
***
Hala daha bazı kesimlerce corona virüsünün bir senaryo olduğuna, böyle bir virüsün olmadığına inanılıyor. Ancak gerçek olan virüsün tüm dünyayı cehenneme cevirmiş olmasıdır. Corona, insanlığı hem ekonomik hem de sosyal yönden olumsuz etkiledi. Ekonomik yönden bakıldığında, küçük esnafın işi her geçen gün daha da kötüye giderken, işsizlik artmaya, iş yerleri birer ikişer kapanmaya başladı. Sosyal açıdan bakıldığında ise,düğün ve cenaze törenleri yapılamazken, insanlar birbirinden uzaklaştı ve yalnızlaşmalar baş gösterdi. Seyahat kısıtlamaları, kısmi kapanmalar daha ne zamana kadar devam edecek bir bilen ve tarih veren yok.***
Dünya genelinde insanlar aşamalı olarak, tedbir amaçlı aşılanmaya devam ediliyor. Ancak başta ülkemizde olmak üzere dünyanın gerikalan kısmında da corona virüsü aşısına direnen ve vurulmamak için ayak direyen bazı kesimler var. Bu tür davranışlar virüsle mücadele kapsamında olumsuzluklar yaşanmasına sebep oluyor. Bu amaçla ülkemizde aşı ikna grupları oluşturuldu.***
Geleneksel yaşamımız, teknolojide yaşanılan gelişmelere paralel olarak değişti ve değişmeye devam ediyor. Özellikle tüketim alışkanlıklarımız üzerinde algı yaratan teknolojik gelişmeler, bireyleri birer tüketim makinası haline getirdi. Evlere teslim alışverişin yaygınlaşması ile birlikte, aşırı ve gereksiz tüketimde arttı. Corona virüsünün hız kesmeden yükselerek arttığı bu süreçte, tüketimi en aza indirmek gerekiyor.YENİ DÜNYA DÜZENİ adı verilen bu çağın tasarımcıları, corona virüsünün yardımıyla istedikleri sonuçları almayı başardılar. Teknoloji kullanımını yaygınlaştırmak, bireyleri evden çıkarmamak ve aşırı tüketimi teşvik etmek amaçlar arasında. Küresel sermayeyi yönetenler zenginliklerine zenginlik katarken, belli bir kesim daha çok zengin olmaya devam ediyor. Sıradan vatandaşlar ve bazı ülkeler ise, hızlı bir şekilde fakirleşiyor.
***
Sermaye sahibi bazı iş adamları, evlere servis olayını çoktan başlattı. İhtiyacın olan neyse daha telefonunu kapatmadan kapına kadar getiriyorlar. Bu yeni çılgınlık ekonomik açıdan zorda olan vatandaşı daha da zora sokacağa benziyor. Çünkü bu süreci evinde geçirmek zorunda kalan vatandaşlar, sürekli bir şekilde tüketime zorlanıyorlar. Oysaki yapacak daha iyi şeyler var. Örneğin; Kitap okumak, film izlemek ve birbirimizi dinlemek. Çalışma hayatının vermiş olduğu stres ve yorgunluklardan dolayı birbirinden uzaklaşan aile bireyleri için illet virüsü fırsata çevirmek gerekir.Corona virüsü toplumsal dayanışma ve yardımlaşma bilincinin artmasına sebep oldu.***
Aslında bu yazıda değinmek istediğim asıl konu, toprağın önemiydi. Virüsün büyükşehirlerde yayılmasına paralele olarak, şehirli kesim bir anda toprağın önemini ve gerekliliğinin farkına vardı. Herkes bu süreçte,kendi imkanı ölçünde toprağa tutundu. Bahçeler tarlalara dönüştü ve doğal tarım bilinci gelişti. Şehirlilerin toprakla tekrar buluşması yüzyılın en büyük kazanımı oldu. Toprakla buluşan şehirliler sofralarına kendi ekip ürettiği salatayı, domatesi, ıspanağı, soğanı koymaya başladı.Yaşadığımız süreç için yazılacak çok şey var. Ancak sizi daha fazla meşgul etmemek adına, yazıma ünlü halk ozanımız Âşık Veysel’in sözleriyle son vermek istedim. “ Benim sadık yârim kara topraktır.”
Dayanışma ve yardımlaşmanın daha sık görüleceği ve toprakla olan bağlılığımızın daha fazla olması dileğiyle. İnsanlık coronayı yenecek…
Allah rahmet eylesin Kardeşim Mekanın cennet olsun