Probiyotik vücut tarafından kullanılan canlı mikroorganizmalardır.Vücut tarafından probiyotikler çok farklı mekanizmalarda kullanılabiliyorlar, bunların içerisinden en önemlilerinden bir tanesi bağırsaklardaki dengenin sağlanması. Probiyotikler tüketildiklerinde sağlık üzerinde olumlu etki yaptıkları düşünülen mikroorganizmalardır.Bu faydaların, probiyotiklerin bağırsak bakterilerinin doğal dengesini düzeltme yeteneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.Etkiledikleri sindirim sorunları, alerji, zihinsel sağlık sorunları, obezite ve daha fazlasını içerebilir.
Probiyotikler genellikle fermente gıdalarda bulunur veya takviye olarak alınır.
Probiyotik azalırsa ne oluyor?
- Kabızlık/İshal/Gaz/Şişkinlik
- Kronik yorgunluk sendromu/Fibromiyalji/Artrit
- Astım/Alerji/Saman nezlesi
- Depresyon/Bilinç bulanıklığı/Bellek sorunları/Yoğunlaşamama/
Öğrenme güçlüğü - Kulak çınlaması/Vertigo/Sersemlik hali
- Sistit/Üretrit/Vajinal mantar enfeksiyonları
- Bulanık görme/Göz kuruluğu
- Akne/Egzama/El-ayak parmaklarında mantar enfeksiyonları
- Menopozal semptomlar/PMS
- Ağız kuruluğu/Diş çürükleri/Diş eti hastalıkları/Kötü kokulu nefes
- Ritim bozukluğu/Çarpıntı/Kalp-damar hastalıkları/Kolesterol yüksekliği
- Kilo alma
Hangi besinlerde bulunuyor?
Takviye ya da besinler yoluyla alınabilen probiyotiklerin vücudumuzdaki etkilerinin görülebilmesi için her gün düzenli olarak tüketilmesi gerekiyor. Probiyotik ile zenginleştirilmiş yoğurt, kefir, boza, tarhana, fermente besinler, sirke, fermente peynirler hem ulaşılması kolay hem de kolaylıkla tüketilebilecek probiyotik besinler arasında yer alıyor. Probiyotiklere besin sağlayan prebiyotikler olarak ise yer elması, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz, hindiba, keten tohumu, arpa ve yulaf olarak sıralanıyor.
*
Prebiyotikler; probiyotiklerin canlı ve zinde kalmaları için destek olan sindirilemeyen, karbonhidrat türü gıda bileşikleridir. Kısacası prebiyotikler, probiyotiklerin besinleri olarak görev yaparlar. Muz, soğan, sarımsak, enginer, bezelye, pırasa gibi doğal prebiyotikler beslenme planında sıklıkla yer almalıdır. Yine buğday, yulaf, çavdar, arpa gibi tam tahıl ürünleri, kuşkonmaz ve soya gibi besinlerde de doğal olarak prebiyotikler bulunur.
Probiyotikler, besinlerimizin içindeki toksik ve zararlı maddeleri temizliyor, alerjenlerle savaşıyorlar. Kanserojen faktörleri tanıyıp onları zararsız hale getirmek de yine probiyotik mikroorganizmaların işi.
Bu yüzden mümkün olduğunca bu bakterileri vücudumuza almak, sağlığımızı korumaya yardımcı olacaktır.
Mutlu ,sağlıklı haftalar dilerim.Diyetisyen Deniz Yılmaz / Buca Tınaztepe Hastanesi